“bir anlamı olmalıydı tüm gitmelerin
kusulan satırların ve özlemin
ya da kalmanın..
tam da bur da şimdi
terini unuturken tenimde”
bu senin şehrinin kokusu ve dilimde bükülen adın. “Nerdesin” diye sorulan tüm soruları haram ettim kendime. Seni de öldürdüm içimde, saçlarımdan topladım kelebek tozlarını ve kapandı tüm kapılar.
Sahi sen var mıydın? O gece sabaha kadar ağladığım, dizlerinde uyuduğum adam… Nasıl anlatabilirim ki onlara, henüz kendim bile varamamışken ülkene. Azat ettim tüm ateşböceklerini, varsın bir daha yanmasın gecem.
Şimdi hangi dağın arkasına saklanırsın bilmem. Bu oyunu inan ben bozmayacağım. Bulmayacağım seni gizlendiğin satır aralarından. Zihnimden fışkıracak önce, sonra parmaklarımdan kırmızı kelimeler. Ben tüm sayfaları kirletirken, sen bekle dur şimdi. Seni bulmayacağım…
neslihan
kış
2008
3 yorum:
tüm nemli satırlarını okumaya gayret ediyorum. teknik olarak birbirinin devamı gibi bir his uyandıran kelimelerin seçimi gözüme batan, ama okudukça içine aldığı, derin bi his uyandırdığı kesin. bu günümü tüm yazılarını okumaya adayacağım. bakalım ne olacak..
esir değildir ateş böcekleri ki azad edilsinler. onlar hep geceni aydınlatacak sen istemesende:) adanmış bir tane döndü bile:):) en az sevgisizler kadar hızlı seven ve bir o kadar hızlı nefret eden...
''kırmızı'' kelimeler deyince üstüme alındım. bi tebessüm oldu. hani kırmızı geçti diye.
Yorum Gönder