14 Temmuz 2009 Salı

Herkes Unutur

.



Ateş
söner…



Garip bir kadın sesi yankılanır uzakta. Ağlamaklı.
Kendine yabancı. Yoksul yalnızlıkları anlatır
Ölü şairlere…
Böyle büyütürüz badem ağaçlarının gölgelerini
Altında düş kuran kelebeğin kanatları yaşlanır.
Sonra rüzgâr…
Sonra yağmur…
Sonrası göç.
Göç başlar hazana dönmüş dağların arkasına.
Kara bir tren olur çocukluğumuz
Usul susul geçtiğimiz şehirlerde iz kalır
Garip bir kadın sesi yankılanır uzakta.
Ağlamaklı.
Kendine yabancı.
Yarına faili meçhul yaralı geceler bırakır
Korkak adamlar.
Geçmiş olur dün. Herkes unutur.
Budur payımıza düşen.
Onu da katarız acılara
Onu da sayarız…




neslihan öncel / kafes
14.07.2009



.

2 yorum:

İsa GÜNEŞ dedi ki...

Türkçesizliğin dilimi ve dimağımı kurutan,aşklarımı naçar,şiirimi köksüz bırakan yoksulluğuydu...Belki herşey rastlantıydı,iyiydi hoştu da herşey;yoksulluk ve yoksunluk,yetinmezlik ve mütemadi bir çekip gitme isteği benim içimde yerleşik bir ruh haliydi...

Kimbilir belki de eksik olan aşk tır...

Ömer dedi ki...

ağaçların gölgelerini büyütmek..
güzeldi bu..