17 Nisan 2009 Cuma

Senden habersiz

.





Cebine hüzün sıkışmış her gecenin

Duvarına karalıyorum adını
Sebepsiz gizler ekiyorum
Bahçemdeki bir avuç toprağa
Gözlerine doğru ilerleyen yoksul yalnızlıklara
Pusular kuruyorum menekşelerin gölgesinde
Güvercinler haber getiriyor bana
Yürüdüğün yolları...
Yüzüne esen rüzgârların ellerinde
Omzundaki ağrının sebebine
Tepelerin uzun soluğuna
Tuzaklar kuruyorum
Çok basamaklı bir merdivenin
Yanakları kızaran uykusuna
Bir düş daha ekliyorum
Senden habersiz








neslihan öncel / düş

nisan 2009



.

9 Nisan 2009 Perşembe

elma bahçelerinde unuttuğun kalbine...

.




"sen, doğum günü öncesi hüzünlü çocuk...
elma bahçelerinde unuttuğun kalbine essin diye sabah yeli,
yumuyorum gözlerimi
. rüyana..."











ellerim, kutsal bildi her kelimeni. bu yüzden sana benzeyen ırmaklar aradım. ay ışığına sakladım ayak seslerimi. duymadın! sen baharlara inat deliren rüzgarların içinden geç. kırlangıç kanatlarına takılsın aklın, bir elinde uçurtmanın ipi, sımsıkı...
hayalden... kırmızı tuğlalı duvarları olsun çocukluğumun. ip atlayan küçük kızın gölgesi düşsün üzerine.
sen, doğum günü öncesi hüzünlü çocuk..
dudağın büzülmesin diye yağmurları kurban ettim gözlerimde. mucizesini söğüt dallarına saklayan mevsimlere inat, sınırsız topraklar düşledim. mavi bir gökyüzü, gözlerinde... sırtını okşayacak güneş. akşam sefaları yürüdüğün yollarda bitecek. elma bahçelerinde unuttuğun kalbine essin diye sabah yeli, yumuyorum gözlerimi. rüyana...










neslihan öncel / kafes
nisan 2009/ ankara





..

..

7 Nisan 2009 Salı

bana "hiç birşey" söyleme...

.




"az sonra köşebaşından döneceksin

ve ben unutacağım adını"







bana "tek birşey" söyleme
bana "hiç birşey" söyleme
bana "birşey" söyleme
artık!
belki birgün
belki biryerde
belki bir kitabın sonunda
bulacaksın kendini
sokaklara yağmur yağacak
caddeler dolanacak birbirine
etrafta koşuşan insanlar
kent karmaşısı
araba kornaları
içinden geçecek kaldırımlar
beyaz gömleğin ıslanacak
adımlarken asfaltı
sen hiç birşey hissetmeyeceksin...
evinin merdivenleri çıkarken
zorlanacak dizlerin
anahtarlarını arayacaksın ceplerinde
yine söylenerek geçiridiğin kötü güne
kilidi çevireceksin
ıslanan ayakkabılarını koyarken kapının kenarına
tenin ürperecek
üşüdüğünü hissedeceksin
bir kaç adım sonra odanda
oraya buraya fırlatarak üzerindekileri
temiz çamaşırlarını arayacaksın çekmecelerde
evin sıcak
üzerin temiz
birazdan karnında doyacak
ama
bana "tek birşey" söyleme
bana "hiç birşey" söyleme
bana "birşey" söyleme
artık!
daha korunaklı kılsın diye varlığını
vazgeçtim
sana yazmaktan
buz yakar ya tenini
sesin çıkmaz
soğuk ince ince sarar
elin tutmaz
adımların yavaşlar
nefesin ağırlaşır
ölüm öncesi sessizlik gibi
yandı tüm kelimeler
bana "hiç birşey" söyleme...





neslihan öncel / kırık zaman
nisan 2009


.

5 Nisan 2009 Pazar

keşke burada olsan!

.













"aynı düşün içinde kaç kez kaybolur insan?"








kelimelerce uzaktayım
sana!
mevsimlerin içine gizlediğim adını
kimseler göremesin diye
tütsüler yakıyorum ikindi vakitleri
hertarafım mavi
hayalini kurduğum
balıkçı kasabasındayım şimdi
bir kaç midye kabuğu topluyorum
kumların arasından
cam bir kavonuzun içinde birikiyorlar
günler geçiyor
bekliyorum
deniz deliriyor hava kararınca
kayalara vuruyor yumruklarını
öfkeli bir adam gibi
fırtına kuşları rüzgara karşı kanat çırpıyor
geceyi bölüyor sesleri
"keşke burada olsan!" diyorum
ellerimiz ceplerimizde yürüsek
sahil boyunca
sana anlatmak için aklımda tuttuğum
onca hikayeyi düşününce
"keşke burada olsan!" diyorum
dantel etekleri yeni kolalanmış
patiska bir çarşafın
üzerine bırakıyorum kendimi
biliyorum
az sonra geleceksin
başımın ucunda
fısıldadığın bir kaç kelimeyi
duyacak kulaklarım
sonra uykuya dalacağım...






neslihan öncel / kafes
nisan 2009







..