4 Haziran 2008 Çarşamba

yanık gibi…




eski bir yanık gibi…

hani içinin en kuytu yerinde, senin bile farkında olamadığın, ellerinle tutamayacağın bir yanında mesela, artık senin nefesinmiş gibi; ince bileklerin,terleyen ellerin, avuçlarındaki çizgiler gibi taşıdığın, kalbin acıdığında veya acıttığında başka birinin kalbini istemeden, bu günün yarına denk düşmediğinde mesela, kendini bilmediğin, “bu ben değilim” dediğin, mutsuz ve umarsız zamanlarında, içindeki yaralar kanamaya başladığında, şimdiye kadar kaç kişiyi kanattığını düşündüğünde, başkalarına az kendine fazla geldiğinde, ya da tam tersini hissettiğinde, tutamadığında geçip giden zamanı ve her istediğinde istediğin yerinden hayatı, kendini her defasında geç kalmış hissettiğinde, fakat yetişmek için artık uğraşmadığını fark ettiğinde, yüreğine ektiğin aşk çaresiz kaldığında ve buna rağmen sırtını dönüp gittiğinde, akşam güneşi kendini rüzgara bıraktığında, mevsimler birbirini birbirine emanet ettiğinde, sokak kedileri artık bacaklarına dolanmadığında, kalbin ağzına gelmediğinde ve içindeki kelebekler uzaklara gittiğinde, kimi zaman sebepli, kimi zamansa sebebinin ne olduğunu bile bilmeden bir aşkı bitirdiğinde, kör karanlıkta olur olmadık bir yerden bulup , bir anda güneşe bıraktığın, tatlı tatlı kaşıyarak, tırnaklayarak hatta kızartarak etini, yaramaz bir çocuğun parmakları kopartırken dizlerindeki henüz kabuk bağlamış yaralarını, kanatırken ve o kana tütün basarken (babanın dediği gibi), o yara yeniden kabuk olana kadar, sızısı kalbinden öteye geçene kadar ve sonra incelterek acını, sen gözlerini açtığında yeniden ama kapılarını kapadığında, hayatla yeni bir kavgaya hazırlandığında, hem kendine hem de başkalarına yeni küfürler biriktirdiğinde, suskun ağzının en edepli yerlerini doldurduğunda öfkeyle, yeniden yemin ettiğinde gözlerini sımsıkı yumarak, eski bir yanık gibi…


bilirsin işte…

boş verilmiş bir yalnızlıktır aslında seninkisi…

bu yüzden sen de boş ver her şeyi...





neslihan/ ankara










1 yorum:

Miles dedi ki...

nihayetinde bıraktığın artık oluk oluk akıtmasada kanı;sızlatan bir yara belkide..sen her hatırlamadığında..