13 Haziran 2008 Cuma

yedi...








"sabrı denenmiş bir gölge gibi

başka bir atlasa yazıldı adım"







adım adım
izledim yol çizgilerini
ezberledim!
yedi ayrı iklim
yedi ayrı gece
yedi ayrı oda
yedi ayrı ten
bir yığın söz…
sustur beni yalvarırım!
sil sırtımdaki izleri...



oysa ben Meryem olmalıydım
melekleri doğurmalıydım
parmak uçlarımdan
sessiz sessiz...



hangi merdiveni çıksam
sonunda aynı kapı
kapının ardında
yüzüme esen sağuk rüzgar
bak dudaklarım titriyor!




omuzlarımdan bir dilek düşüyor
görüyor musun?
tut dileklerimi kanayan uçlarından
söz veriyorum geri almayacağım...



sabah olmadan gel!
gözkapaklarım yıldızları saklamadan
henüz bir görüş mesafesindeyken ruhum
sadece dizlerime uzan
sen uyurken
ben
nefesini öpeceğim...





iki mevsim
bir dudak payı
bırakıp ardında
bana döndüğünde
bir gece
bulacağın kadar
sert değil topraklarım
yediverenler
gelincikler
zeytin dallarının gölgesi
üzüm bağlarım
damağında kalsın tadım
sadece gel!



sabaha kadar yası tutulmuş
bir masal var yastığımın altında
baş ucumda
korkak ve kararsız
yanan mumun ışığında
duvarlara vuruyor gölgesi
umutlarımın
gel!




bahçemde ki limon ağacı
altına gömdüğüm çocukluk düşlerim
kendi oyununda körebe gözlerim
elimi uzatıyorum yoksun!
ebe hala benim





neslihan öncel/ oda










4 yorum:

Unknown dedi ki...

Şiirleriniz yazılarınız çok güzel acaba isminizi yayınlayarak bazılarını kullanabilirmiyim ?

sıradan cümleler dedi ki...

siz kimsiniz?

mail atmanızı tercih ederdim..

Adsız dedi ki...

mail adresinizi bilmiyorum ki. Tesadüfi bir şekilde blogunuza rastladım yazılarınızı okudum.

sıradan cümleler dedi ki...

neslihanoncels@gmail.com