15 Haziran 2008 Pazar

zaman!!






bunca zaman ,
parmaklarımla kazıdım

her gecenin sonrasını
hünerle sevişilmiş
kadınlar ve erkekler bıraktım ardımda
kendimi kendimde sakladım
etten ve kemikten
terden ve dumandan yazıldı
tüm kelimeler damarlarıma...



geride bıraktığım tüm geceler
fesleğen kokulu adıma karıştı
karmaşıktı biraz da
adına aşk dedim!



bir başka duaya ihtiyaç duymadı
beni seven erkekler
ben bir kumdum
işlendim üç mevsim
kara bir delik üfledi dudaklarımdan



"Ol"
dedi.
"sen güneş ışığının kırıldığı bir camsım.
Tanrı senin için indirdi renkleri yer yüzüne"



kalandım ve asla yazılamayan.
bu yüzden adım hiç bir şiirde geçmedi benim
"dudaklardan dökülemeyen dua" dediler, bana.




ayaklarımla ezdiğim üzümler
ve mor dağların etekleri
biliyorum,
başka bir ülkeyi anlatıyorum
sana anlatıyorum tüm bunları...




sana cenneti vaad ediyorum
sırları avuçlarımdaki çizgilerde
sen yine de bakma
gözlerin dalar gider
o sonsuzluk ırmağında
dudaklarından düşer adım
sakın sen bakma avuçlarıma
güneş ışığını kırmalıyım önce!!!




zaman

çok zaman önce
geçtim araftan
ilk nefeste
tek hece de
gergin göğsüm de
kemiklerim...




geçmişte görülmüş bir rüya değil
gözlerimde taşıdığım gölgeler
başka bir kadının yazgısını
değiştireceğim...




gördüm, gri duvarları
en koyu harflerle
nasıl delip geçtiğini...
anlatmalıyım sana
onca zaman,
kırmızı tuğlalara bakan penceremden
güneş ışığını nasıl sızdırdığımı,
anlatmalıyım.




bir gölün sakinliğinde/ yüzünü
tanımadığım adamların
ıslıklarında/ sesini
aradım!
aradım bütün sığınaklarda
bedenimde olması gereken...
ruhum senin bileklerindeydi belki de.


sorduğum ve öğrenemediklerim,
sorduğum ve öğrendiğim
bütün sırların hatrına
renkli ve görkemli bir düğün bu
başka bir kadının
yazgısını değiştiriyorum.




ölümlü denizlere
yalan söyledim
kahanetleri ayın ışığıyla değiştirdim
seni tenimden sızan
her bir damlanın içinde yıkadım
arndırdım tüm günahlarından...




ben, sırtındaki doğum izinde
bunca zaman
sırf kaderini yazmak için bekledim.
sessiz ve derinden
yoktan okyanusların
kimsesiz sesinde...




neslihan öncel/ oda











1 yorum:

efrasiyab dedi ki...

bu yazıya kim yorum yazabilir ki?
bu yazı yorumunu kendine yapmış zaten. yazar ile yazı arasında öyle bir hukuk var ki, üçüncü bir kişiye yer yok burda.:)