26 Mart 2009 Perşembe

sana...

.




"biliyorum eski bir çocukluk düşüydük ayrı şehirlerde büyüyen.

belki kardeş, belki iki iyi dost, belki cebindeki mavi miskettim... belkide başını okşadığın tekir kedi ya da uyku öncesi annenin sıcak elleri, yastığının sağuk yanağı... belkide yanından geçmiştim ve sen saçlarımdaki sarı tokayı görmüştün. biliyorum eski bir çocukluk düşüydük sen ve ben... belki kardeş, belki iki iyi dost... belkide gözlerini kapadığında saklandığın yerdim kimsenin göremediği. ya da hep öyle olmak istedim..."









barıştım korkularımla
sevdim aynaların karşısındaki sukunetimi
hiçliğin içinden çıkarak
bıraktım kendimi kuru kalabalığa


sana benzemek istedim nedensizce
baktığın yerlerdeki yol çizgilerini
kaldırımları ve insanları görmek istedim
duyduğun seslere aşinaydım belki
avuç içlerindeki çizgilerde
saklı ırmaklara düşüyordu kelimeler
ezberledim


çay bardağına uzattığında elini
aklının duvarlarını zorlayan
hüzünlü zamanları
rüzgara karşı teslim olan yaprağın
savruluşuna benzettim

saatler sürüklenirken yazgının içinde
birileri için ziyan olmuş bir geçmişin
penceresinden bakıyorum
ayak izlerinin olduğu yerler susuyor
öylesine baktığın yüzler
ağızlardan çıkan her kelimede
karanlığı çağırıyordu toprağın altından

çok zaman aynı şeyi düşünüyorum
senin için...
uzun bir yolculuk
bir trenin en son vagonu
yanıbaşında kitapların
kalemin ve kağıtların
yarım kalmış düşlerin suskun ağzıyla
aklından parmaklarına süzülmeyi bekliyor tüm kelimeler

bir dağ başı
karlı bir yol
odun ateşiyle ısınan tek göz oda
demini alıyor zaman
sana benziyorum nedensizce...








neslihan öncel/ kafes
26 mart 2009 sakarya





..

2 yorum:

öylesine ... dedi ki...

kelimlerele dansını seviyorum :)

yeliz dedi ki...

gözlerim yoruldu okumaktan ama ben hala doyamadım okumaya nasıl olcak... :)
sevgiler