17 Mart 2008 Pazartesi

şimdi susmalıyım



Ve ben varlığına sarılmıştım tesadüflerin bir okyanus kıyısında. Sen uzak denizlerin sahilindeki bir deniz kabuğu kadar sakindin belki, benimse göç zamanı rüzgâra aldırmadan uçan kuşlar kadar kalabalıktı kanatlarım. Sen bir elinde asası kendini yollara vuran Musa, bense masum olduğunu yalvaran gözlerle anlatmaya çalışan Meryem’dim. Mesafeler ve yollar bir oyunun parçalarıydı sadece. Sabırla bekliyorum şimdi. Sana, ilkbahar sesinden hayalleri olan çocuklar büyütüyorum .

Belki çoktan kapadın tüm kapılarını. Oysa ben gözlerindeki keskin uçurumlardan, tenindeki sert rüzgârlardan sıyrılıp gelecektim yanına. Sarıp sarmalayacaktım üşüyen kalbini. Isıtacaktım evinin duvarlarını. Her sabah, yeni bir renk vuracaktı yüzüne, ellerin kaşınacaktı saçlarımı okşarken. Kanın sıcaklığı yüzüne denk düşecekti ve ben öpecektim şahdamarından. Eğer bu kadar gitmeseydin.



"sus" dediler bana!!




Şimdi susmalıyım sevgilim. Bedelini ödemeliyim günahların. Vakit gelmekte, zaman daralmakta, su olup akmakta ömrüm. Beynimi tokatlayan şeyleri anlatamam sana tüm çıplaklığıyla. Onlar izin vermiyor. Konuşamam. Adını bile söyleyemem. Varlığın içimde bir tohum, onlardan gizlediğim. Şimdi ben, kimse bilmeden, sana ilkbahar sesinden hayalleri olan çocuklar büyütüyorum içim de. Susmalıyım.







neslihan






mart





2008

7 yorum:

Adsız dedi ki...

buna yorum mu gerek yaa..

harika :)

Adsız dedi ki...

susmak bir eylem midir?

Adsız dedi ki...

"susmak" bir tercihdir.. ve neslihan bunu gayet iyi becerir...

Adsız dedi ki...

susmanın yakıştığı insanlar vardır
nesLihanla birlikte kelimeler susarsa,biz bu kadar çıplak ne yaparız?

Adsız dedi ki...

sen kimsin ki?

Adsız dedi ki...

kim olduğumu bilsem,
bu kadar kelime içinde ne işim var?

Adsız dedi ki...

"de" ayrı yazılır:)