7 Aralık 2007 Cuma

Elim kapının arasında..

Bak bu sefer dinle beni.. Hiç değilse bir defa dinle beni, gözlerinle dinle ağzınla dinle, ya da duvarlara bardak daya öyle dinle... Sen yine o koltuğa otur ben sobanın arkasında ki mindere.. Anlatmalıyım artık o ormanın sonundaki nehirde gördüklerimi.. Kuşlar falan ötmüyordu pürneşe, salkım söğütlerde yoktu masallardaki gibi.. Ayaklarını baldırlarına kadar sıyırıp suya sokan güzel kızlarda yoktu.. Ortasından bölünmüş yüzler vardı.. Diğer yanı karşı tarafta kalmış bu yanda ki yarısına ağlayan.. Ciğerlerini yırtarcasına ağlayan.. Öyle korktum ki öyle ezildim ki seslerin altında.. Çoktular, kalabalıktılar ve kocamandı elleri.. Sana seslensem duymazdın yine biliyorum, mektup yazsam senin renginde, yine geceyle karışır ulaşmazdı eline.. Daha ne kadar çıkmalıyım içimdeki tahta merdiveni? Kaçıncı basamağındasın sen o merdivenin?
Oradaydılar diyorum sana, oradaydılar, çoktular ve kalabalıktılar.. Bu sefer dinle beni, elindeki soğumuş çay fincanını bırak ve bir sigara daha yak bence.. Bence çıkmalısın o kitabın içinden ve açmalısın bahçenin kapısını.. Yürümelisin yolun kenarında sırlanmış ağaçların altında ve yapraklara inadına inadına basmalısın.. Sırtıma basar gibi, kemiklerimi ezer gibi.. Yüreğimi içmelisin bardaklar dolusu.. Ne kadar diye sorma bana.. Miden ne kadar alıyorsa..
Şarkıyı başa almalısın ya da çok sevdiğin o filmi.. Beklide beraber izlemeliyiz.. Ve ben susmalıyım, sen şaşırmalısın o koltukta.. Dilimi gerçekten yuttum mu diye bakmalısın.. Sesimi unutmalısın beklide.. Hatırlıyor musun? “Kahretsin güzelsin” demiştin bana, beni ilk gördüğünde. Hani saçlarım kıvırcıktı o gün ve gözlerime düşüyordu dalda dalga ve çok güzel kokuyordum ben ve sen öpmüştün o kutsal kokumdan.. Aramızda rengi belli olmayan bir sınırın dibinde söylemiştin bana.. “Kahretsin Güzelsin” O günden sonra nefret ettim kendimden, aynaları kırmaktan, o parçaları toplarken yerlerden kesilen parmaklarımdan ve kokumdan..
İçimdeki merdivenin hangi basamağındasın sen? Ve daha ne kadar bakacaksın kapının arkasına yapıştırdığın resimlere? Yosun kokmuyor bu şehir işte bekleme boşuna.. Denizi olmayan bir şehre, bilmem ne zaman getirir rüzgar o kokuyu.. Elim kapının arasında, kapatırsan bileğimden kopacak ve yere düşecek ve hiç değilse bir parçam sen de kalacak.. Hiç değilse sen biliyor olacaksın neden bir elimin olmadığını ve neden rüzgara bırakmadığımı saçlarımı..
Elim kapının arasında…

Hiç yorum yok: