25 Aralık 2007 Salı

soğuk...

Sadece gözümden akıp giden bir zaman vardı dün.. Arkama sakladığım ellerim ve işaret parmağıma kazıdığım bir harf.. Hayat basitti aslında zor olanı kendime sakladım.. Acı duymadım, sızlamadım.. Bakmadım arka odalarıma..
İnsan olduğunu hissettiğim ve ellerini parçalayan bir adam vardı o duvarın arkasında.. Sadece sesini duyduğum ve içimden söylediğim her şeyi.. Bazen görmek gerekmiyor ya da yetmiyor bazen anlamak için o yastığa baş koymaya.. Kabul etmeliyim ki, yastık yumuşak değildi tenin kadar ve ısıtmadı hiçbir koku, içimde demlediğin çay gibi.. Bende anlamış değilim aslında, sırtımda yürüyen orduların, nereye doğru ilerlediklerinin, neremi işgal etmek istediklerinin.. Bilmiyorum. Bilmiyorum.. Bilmiyorum, sadece farkındayım birazdan yağmur yağacak buraya..

Üşüdüğüm ve ısınmak istediğim doğruydu.. Beklide tek doğru buydu hayatım dediğim bu arka sayfada.. Üşümüştüm, çünkü bütün bir akşam sana hediye almak için dolaştım durdum şehrin ışıklı caddelerinde, sokak aralarında.. Üşüdüm.. Ve ısınmak için sana ihtiyacım vardı.. Belki birkaç kelime atardın içimdeki sobaya.. Yanardı, tutuşurdu belki ısınırdı odam.. Üşümüştüm sadece.. Isınmak için fazla bir nedene ihtiyacım yoktu aslında.. Yüzsüz bir kedinin bacaklarına sürtünmesi gibiydi sadece her şey..

Etime doldurulmuş kemik yığınlarını taşıyorum ve içime bastırılmış bir ruh.. Aslımı arıyorum, o odadan diğerine basıyorum, parmak uçlarımda sessiz..

Onların gelişi böyle sesli ve bir o kadar ürkütücü olurdu. Onlara inanmaları biraz sürecek olsa da bazı gözler gördü ve onların “KİM” olduğunu daha ilk kelimelerinden anladı.. Basit ve adil bir hayata hediye bırakmak istediler.. Kaçanlar daha ilk suda boğuldu, kalanlar mühürlendi sözleriyle.. Kaç adamın sözü var ruhumda asılı kalan, kaçan kaçana önlü arkalı, elimin sıyrıklarında gizlediğim bir o kadar çalınmış zaman..

Sadece üşüdüm ve ısınmak istediğim doğruydu.. Üşümüştüm, çünkü bütün bir akşam sana hediye almak için dolaştım durdum şehrin ışıklı caddelerinde ve sokak aralarında.. Ve ısınmak için sana ihtiyacım vardı.. Belki birkaç kelime atardın içimdeki sobaya.. Yanardı, tutuşurdu belki ısınırdı odam.. Üşümüştüm sadece.. Isınmak için fazla bir nedene ihtiyacım yoktu aslında.. Yüzsüz bir kedinin bacaklarına sürtünmesi gibiydi sadece her şey..

Doğum günün kadar mutlu olsun, sana kalan ne varsa

Hiç yorum yok: