3 Kasım 2007 Cumartesi

ruhumdaki -kara -delik

Gündüzlerin tüm yaşanmışlık görüntüsündeki o gizlenmişlikleri, günah dolu oyunları, kayboluşları ve küstahlıklları temizlemeye çalışan geceler...Geceler; geceler ki kendinle kaldığın ve gün ışığı ile gizlediğin herşeyin acığa cıktığı zamanlardır..Ama illaki gündüzsüz olmayan bir garip dengedir aynı zamanda.. Kelimelerin bir bir anlamını yitirdiği yoğunluklar içinde bulduğun zaman kendini, yani durmadan dalgalanan ruh halin içinde boğulduğunu hisettiğin anda, yani senin saklayacak bir şeyin kalmadan kendinle kaldığın gecelerde, yani sen kendinle ve başka hiç kimsenin olmadığı veya olamadığı o anlarda...işte erdemleşen acının avuc içlerine bakıyorsun; kırılgan, mahcup, nasır tutmuş ve savunmasız..kum fırtınası var biliyorum, gözlerini acamayacağını düşünsende göz bebeklerin akana kadar bakmalısın o kum fırtınası içinde ki yaşama...kan ağlamak..soru soramayacak hale gelene kadar bitkin düşmek...belki sonra bir parca huzur ümidi ile kendini bırakmak..öylece.. ve tanrı sofralarına meze olmadan onlar tarafından anlaşılmayı beklemek..susmak ve anlatmak gibi... ya da...
kkt

Hiç yorum yok: