17 Kasım 2007 Cumartesi

“Susam biriktirdim ceplerimde”

Sadece bir simit ve sade gazoza yetecek kadar harçlık verirdi annem, ben okula giderken.. Mavi önlüğüm cebinde saklardım ilk tenefüs ziline kadar.. Hatırlıyorum da param hala cebimde mi diye bilmem kaç sefer bakardım cebime.. Evet bugün gibi hatırlıyorum.. Burnum hatırlıyor ve küçük ellerim…
Sonra ilk tenefüs zili çalardı, ben bir simit ve bir sade gazoz almaya giderdim.. Hiçbir zaman tam bir simiti yemeyi başaramadım.. Gazozumda yarım kalırdı... Simiti iki elimle böler, diğer yarısını cebime koyardım.. Sonra akşam olup eve gittiğimde, üzerimi değiştirirken susamlar yerlere dökülürdü ve annem her zamanki gibi söylenirdi;

“susam biriktirmişsin yine ceplerinde”

“Susam”

Aslında hiçbir zaman simit yemeyi sevmemiştim ve ceplerimde susam biriktirmeyi istememiştim.. Annem bana sadece bir simit ve bir sade gazoza yetecek harçlık verirdi..
Ve annem her zamanki gibi söylenirdi;

“susam biriktirmişsin yine ceplerinde”
.........

“Susam biriktirdim ceplerimde”

Ve kırmızı yıllar, uzun yollar biriktirdim.. Tenimde tenler, burnumda kokular, kulağımda isimler biriktirdim.. İnsanlar geldi gitti, yemek yedik çay içtik.. Atladım bir otobüse, ben gittim bir yerlere... Güldük, konuştuk, öpüştük…

“Darbe”

Darbe.. Hiç şaşmayan isabetli darbeler oldu hayatımda.. Her defasında cebimden çıkardım ve çekmeceye koydum hepsini.. Siyah ipliklerle diktim birbirine..

“Yoruldum”

Aslında hiçbir zaman simit yemeyi sevmemiştim ve ceplerimde susam biriktirmeyi istememiştim.. Annem bana sadece bir simit ve bir sade gazoza yetecek harçlık verirdi..
Ve annem her zamanki gibi söylenirdi;

“susam biriktirmişsin yine ceplerinde”

Hiç yorum yok: